Gülmek Kelimesinin Etimolojisi
Başlangıç - Gülmek
Nedir?
Türkçe
olarak “gülmek” kelimesi öncelikle Divan-i Lügat-it-Türk’te yani 1074’te
kullanılmıştır. Divan-i Lügat-it-Türk’e bakıldığında bu kelimenin metinde iki
şekilde geçtiği görülmektedir. Kül- ve gül- olarak ifade bulan “gülmek”
kelimesinin etimolojisi üzerinde kesin bir ittifak sağlanmamıştır.
Adem
Aydemir’in (2014) yaptığı incelemede Divan-ü Lügat-it- Türk’te “kül- ve gül-
“sözlerinin yansıma birer ses olduklarını ve “yayılma” anlamını da taşıdıklarını
belirtiyor. Bu sözcük yapılarının yansıma olması ve yayılma anlamlarını
taşımaları “yalnız başına gülmek hayra alamet değildir” görüşünü destekliyor,
Bergson ve Mustafa Şekip Tunç’a yaklaşıyor.
“Hep biliriz
ki yalnız başına gülmek hayra alamet sayılmaz. Bu o demektir ki gülmek, cemiyet
içinde ve cemiyetle olur. Burada gülmek sâri, hatta mecburidir. Bir sohbet
içtimaında dostlarımız gülerken sizin somurtmanız pek güçtür. Sevdiklerimizi
meclise güler yüzle kabul ederiz. Saygısız yabancı kimseleri de meclisimizden
müstehzi gülmekle kaçırtırız. Şu halde gülmek bir de içtimai bir kabul ve def
aksülamelidir.”
Bu ifadeler Mustafa Şekip Tunç'un Gülmeye Dair'indendir. Şimdi de Bergson'un Gülme adlı eserine bakalım;
Bergson da
“Yalnız bu akıl diğer akıllarla ilişki halinde olmalıdır” diyerek bir ön koşulu
hatırlatıyor. Bu ön koşulda, gülmenin yankılanmaya ihtiyacının olmasından, yani
insanlardan yalıtılmamış olması gerektiğinden söz ediyor. Şöyle ki:
“Yalnız bu
akıl diğer akıllarla ilişki halinde olmalıdır… Eğer yalnız ve diğer insanlardan
yalıtılmış hissediyorsanız gülünç olandan keyif almanız mümkün değildir. Gülme
yankılanmaya ihtiyaç duyar gibidir."
Sonuç olarak
gülmenin yalnız yapılmadığını ve dokuz yüz elli yıl öncesinde bile yayılmaya
ihtiyaç duyduğunu görüyoruz.
Örnek ve
Türevleri
Kül- İle
Küldü: “Er
küldü/ Adam güldü
Külmäk:
“Gülmek Küldür-: “Güldürmek”
Küldürerlik:
“Güldürecek bir tarzda”
Küldürtmek:
“Güldürtmek”
Külgen er:
“Çok gülen adam demektir.
Külgüçi er:
“Gülücü adam”
Külgünçeklik
~ Külgünçük: “Çok gülen”
Külgünçeklik:
“Çok gülme hali”
Külüreş-:”Gülüşmek”
Gül-
ile
Güldürüce:
“Güldürücü”
Güleç: “Her
zaman gülümseyen”
Güleğen:
“Daima gülen, çok gülen”
Gülencek:
“Maskaraya almak”
Gülerlenmek:
“Gülümsemek”
Gülgaç:
“Gülücü, kahkahazen”
Gülgü:
“Gülüş, kahkaha, tebessüm”
Gülkan:
“Gülen, gülücü”
Gülmelü:
“Gülünecek, tuhaf, gülünç”
DLT Örnekleri
“Külse
kişi atma anğar örter küle Bakkıl anğar edhgülügün agzın küle”
‘Sana karşı
gülen bir kimsenin yüzüne sıcak kül atma; ona yüzün gülerek, iyilikle bak.”
Bununla ‘iyiliğe iyilikle karşılık ver’ demek istiyor.’ (DLT I: 129; II: 26).
“Külse
kişi yüzinğe körklüğ yüzin körüngil Yawlak ködhez tılınğnı edhgü sawığ
tilengil”
‘Birisi
yüzüne gülerek gelse, güler yüzle görün. Kötülükten dilini gözet; iyi şöhret
dile.’ (DLT III: 43).
Kaynakça
Aydemir, A.
(2014). Divanü Lügat-it-Türk’te ‘Ağlamak’ ve ‘Gülmek’. International Journal of
Language Academy, 247/259.
BERGSON, H.
(2014). Gülme (Gülüncün Anlamı Üzerine Deneme). çev. Devrim Çetinkasap.
İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yay.
Yorumlar
Yorum Gönder